Grup Şirketinden Borçlanma.

Muhasebe Fişleri

Mali yönden güçlü grup şirketinin, mali yönden zayıf grup şirketine borç para vermesi veya bankadan aldığı krediyi zayıf şirkete aktarması, uygulamada sıklıkla görülmektedir.

Grup şirketleri arasında kredi (para) kullanımları aşağıda incelenmiştir.

1) Cari (ticari) hesap ilişkisi yönünden

Grup şirketleri birbirleri ile genel ticaret kuralları çerçevesi içerisinde mal veya hizmet satın alabilirler / satabilirler. Buna cari (ticari) hesap ilişkisi diyoruz.

Cari hesap ilişkisi çerçevesinde ortaya çıkan borçlanmalar ile ilgili olarak yasal bir sınır bulunmamaktadır.

Örneğin; A grup şirketi, grup şirketi olan B’ye 1 milyon TL’lik (+ KDV) satış yapmıştır.

A şirketinin, grup şirketi B’den 1 milyon TL’lik (+KDV) ticari alacağının bulunması, herhangi bir sorun teşkil etmez, bu alacağa faiz işletilmesi şart değildir.

Ancak bu alacak, dövizli bir alacak ise her iki taraf da bu dövizli alacağa 3’er aylık geçici vergi dönemlerinde (fatura düzenlemeksizin) değerleme yapması gerekir. Hesap kesim (kapama) tarihlerinde de ortaya çıkacak kur farkları için, (kur farkı hangi tarafın lehine ortaya çıkmış ise bu tarafça) iç yüzde ile KDV hesaplanarak karşı tarafa fatura edilir.

Öte taraftan; A grup şirketi, grup şirketi olmayan diğer müşterilerinden olan TL ya da döviz alacağına faiz işletiyor ise, grup şirketi olan B’ye de faiz işletmek ve bu faiz üzerinden de ayrıca KDV hesaplamak zorundadır.

Ayrıca; A grup şirketinin B grup şirketinden olan alacağı, (grup şirketi olmayan diğer müşterilerden olan alacak ile kıyaslandığında) tahsilat süresi ciddi bir şekilde uzamış ise, alacak kronikleşmiş ise, bu durumda yapılan işlemin cari hesap ilişkisini aştığı, olayın para kullandırmaya dönüştüğü iddiası ile alacağa faiz işletilmesi gerektiği ileri sürülerek cezalı vergi tarhiyatı yapılabilir.

Fatura TL olarak düzenlenmekle birlikte; sözleşmenin / anlaşmanın veya kayıtların döviz üzerinden izlendiği, nihai hesaplaşmanın döviz üzerinden yapıldığı dövize endeksli işlemlerde de aynen dövizli işlemlerdeki gibi hareket edilir.

Aymet Genel Muhasebe

2) Cari hesap ilişkisi olmaksızın (cari hesap ilişkisi dışında) verilen / alınan paralar

Grup şirketleri arasında cari (ticari) alışveriş dışında ortaya çıkan para alış/verişlerinde ise; kendi kaynaklarından para kullandıran grup şirketi, kullandırdığı paraya adat hesabı ile faiz işletmeli, bulduğu faiz tutarına da % 18 KDV hesaplamalıdır.

Böylelikle faiz geliri (642 Faiz Gelirleri Hesabı) elde eden grup şirketi, bu gelir için kurumlar vergisi verecek, KDV’yi de 391 Hesaplanan KDV olarak Vergi Dairesine beyan edecektir.

Aynı şekilde bir grup şirketinden borç para kullanan diğer grup şirketi de ödediği faiz faturasını gider (780 Finansman Giderleri Hesabı) olarak kaydedecek, ödediği KDV’yi de 191 İndirilecek KDV olarak indirim konusu yapacaktır.

Adat hesaplaması konusunda kullanılacak faiz oranı ise; borç para veren şirketin kendisinin kullandığı herhangi bir banka kredisi (taksitli, dönem sonu ödemeli, BCH, taşıt kredisi gibi) var ise bu kredi için ödediği faiz oranını (İÇ EMSAL) alabilir. Borç para veren grup şirketi böyle bir kredi kullanmamış ise, adat (faiz) hesaplamasında T.C. Merkez Bankası Reeskont Faiz oranını (DIŞ EMSAL) almalıdır.

Adat faizi ve KDV hesaplamada 3’er aylık geçici vergi dönemleri esas alınabilir.

Öte taraftan; borç para alan grup şirketinin aldığı borç tutarının öz sermayesinin 3 katını aşması durumunda; aşan kısma isabet eden faiz gideri, kanunen kabul edilmeyen gider olarak işleme tabi tutulmalıdır (KVK m. 12, 13).

Kullandırılan paranın döviz olması durumunda ise yine aynı şekilde adat hesaplanarak faiz faturası düzenlenmesi ve KDV hesaplanması gerekir. Döviz şeklinde kullandırılan paralarda da; kullanılacak faiz oranında İÇ EMSAL var ise iç emsal alınabilir; iç emsal yok ise Londra Bankalar Arası Faiz Oranı (LİBOR) esas alınır (VUK m. 280).

Döviz şeklinde para kullanımlarında gerek parayı borç olarak veren şirketin, gerekse de parayı borç olarak alan şirketin VUK hükümleri uyarınca 3’er aylık geçici vergi dönemlerinde (fatura düzenlemeden) değerleme yapması gerekmektedir (VUK m. 280).

Dövize endeksli olarak (sözleşmenin / anlaşmanın veya izlenen kayıtların döviz üzerinden yapıldığı, nihai hesaplaşmanın döviz üzerinden yapılacağı) alınan ve verilen paralar da aynı döviz kullandırılmış gibi işleme tabi tutulması gerekmektedir.

Grup şirketleri arasında bu şekilde para kullandırma işlemlerinin; her iki şirketin de yönetim kurulu tarafından karar alınması faydalı bir işlem olacaktır.

Öte taraftan söz konusu para kullandırma işlemlerinin herhangi bir faiz (adat) ve KDV hesaplanmaksızın yapılması durumunda, vergi incelemesi sırasında vergi tarhiyatı, gecikme faizi ve ceza kesilmesi ile karşı karşıya kalması söz konusudur.

Bu konuda son bir hususa da değinmek gerekir ki; alınan ve verilen avanslar da aynı borç para alma / verme  gibi işleme tabi tutulacaktır.

3) Bankadan alınan kredinin aynı şartlarla grup şirketine aktarılması

Grup şirketlerinden birinin bankadan kullandığı krediyi (TL veya Döviz fark etmez) aynı şartlarla (kredi sözleşmesindeki vade, faiz oranı vb. diğer şartlarla) bir başka grup şirketine kullandırması (aktarması) durumunda, krediyi kullandıran şirket bankaya ödediği faizi, kredinin kullandırıldığı (aktarıldığı) şirkete fatura edebilir.

Bu durumda faturada yer alan faiz üzerinden iki şirket arasında KDV hesaplanması gerekmemektedir.

Krediyi kullandıran ana şirket açısından; bankaya ödenen faiz gider, grup şirketinden alınan faiz ise gelir olacağı için durum nötürleşecektir.

Finansman yükü, krediyi nihai olarak kullanan grup şirketinde kalacak, bu şirket de, ana grup şirketine ödediği faizi finansman gideri olarak kaydedebilecektir.

Böyle bir durumda; bankadan kredi kullanan ana şirketin bankaya ödediği faiz tarihlerinde, krediyi kullandırdığı şirkete aynı şartlarla fatura düzenlemesi (KDV hesaplamadan) gerekir.

Bankadan alınan kredinin grup şirketine aynı şartlarla aktarılmamasının, vergi incelemelerinde eleştiri konusu olabileceği unutulmamalıdır.

Bankadan kredi çeken ve bu çektiği krediyi grup şirketine kullandıran ana şirket; grup şirketine faiz dışında ayrı bir HİZMET faturası da düzenleyebilir. Böyle bir hizmet faturasına % 18 KDV hesaplayacaktır.

Bu şekilde bankadan alınan kredinin aynı şartlarda grup şirketine kullandırılması durumunda örtülü sermaye veya transfer fiyatlandırması hesaplaması dışında tutulmaktadır. Daha açık bir deyişle; kredi tutarının, krediyi nihai olarak kullanan şirketin öz sermayesinin 3 katını aşması bir sorun teşkil etmeyecektir.

Söz konusu kredi aktarımlarındaki kredinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olması durumunda her iki tarafında 3’er aylık geçici vergi dönemlerinde (fatura düzenlemeksizin ve KDV hesaplamaksızın) değerleme yapması gerekir.

Grup şirketleri arasında bu şekilde kredi aktarımı işlemlerinin; her iki şirketin de yönetim kurulu tarafından karar alınması faydalı bir işlem olacaktır.

Ancak; bankadan kredi (TL veya Döviz) kullanan ana şirketin, söz konusu krediyi grup şirketlerine bedelsiz (herhangi bir faiz almadan) kullandırması durumunda, vergi incelemesi sırasında parayı kullandıran grup şirketine vergi tarhiyatı, gecikme faizi ve ceza kesilmesi söz konusu olabilecektir.

Yapılacak vergi incelemelerinde hesap verilebilirlik açısından yukarıda 3 bölüm halinde sayılan işlemlerin (cari hesap ilişkisi, kendi kaynaklarından borç para verme, bankadan alınan kredinin birebir kullandırılması) ayrı ayrı kayıtlarda izlenmesi yerinde olacaktır.

Bir önceki yazımız olan Galaxy S6 DUOS, Dubai'de 1.900 TL'den Satışa Çıkıyor. başlıklı makalemizde 1900Tl, Dubai ve Duos hakkında bilgiler verilmektedir.

Bir cevap yazın